Size bu köşeden güzel şeyler yazmak çok istiyorum ama mümkünü yok gibi. Acının atlasına çirkine yer olduğu kadar güzele yer yok.
Nisan ayında 16 kadın öldürüldü, ay otuz çekiyor neredeyse iki günde bir, bir kadın cinayeti yaşanmış. Birinin yasını tutamadan bir diğeri katledilmiş. Acıdan acıya geçmiş günlerimiz. Şimdi sorumluların ağzında sorumluluktan eser olmayan cümleler “burası muz cumhuriyetimi, burası Patagonya mı, kim kimi öldürüyormuş” diyen aşırı özgüven sahibi konuşmalar. İşte kadınları öldüren bu vurdum duymazlık, bu boş vermişlik cinayetleri azmettiriyor.
Oysa ülkenin yarısı cahil ve kadını insan yerine bile koymuyor, onları hakları olduğu, düşünceleri, duyguları olduğunu bile görmüyor yada görmezden geliyor. Kendisinin doğası gereği kadından güçlü olmasını karşı cinse karşı bir baskı ve gözdağı olarak kullanıyor.
Dişisine zulmeden, öldüren bir canlı türü daha yok dünyada, insandanbaşka. Bu ayıpta insan olana yeter sanıyorum.
Tutup ayıbımızla yüzleşme cesareti olmayanlar için dua ediyorum. Tanrım, sen yine de hesap günü onlarında hesabını kolaylaştır! Sonra zamanında tedbir almayan emniyeti ve adaleti azlediyorum görevlerinden.
İpini koparan atlara benzedi zaman. Ne yana gitse kedine çarpan. Şu otuz yılda, insandan hızlı felaketine koşan hiçbir şey tanımadım. Kendini bir erkeğin merhametine ve insafına bırakacak kadar henüz nedense gelişip, medenileşemedik. Sırf bu sebepten de olsa okumuş, haklarını ve haddini bilen, ayakları üzerinde duran kızlar yetiştirin sevgili anne babalar.
Ölümü yaklaşınca doğduğu yere dönen filler gibi aynı yere döndüğüm için tüm okuyuculardan özür diliyorum. Ama ne yapayım bende burada kayboldum. Bir kadının, bir insanın başka biri tarafından hunharca katledilmesi, aklımın alacağı bir şey değil! Bir insan bir insanı gerekçe ne olursa olsun nasıl öldürür, öldürebilir.
Ve bu duruma karşı en acısı da önemli noktalara gelmiş, devlet kademelerinde söz sahibi olmuş kadınların ses çıkarmaması, yokmuş gibi davranması. Ve bende dönüp soruyorum; Fatma kadınları taşlanmaktan kurtaran kimdi? Kimdi kadını erkekle eşit sayan?
Bir Sokak filozofu derdi ki; dünyayı insanlığından çıkmışlar yönettiği için bütün bu olanlar başımıza geldi. İnanmak istemsek de dünyayı yönetenler kim diye soruyorum ara ara
Günün bu saatinde, kuzey yarım kürede kendini sorgulayan herkes benimle aynı sonuca varsaydı, kurtuluş için gizli geçitler kazabilirdik.
Bilmediğimiz evlerde doğan çocuklar, bilmediğimiz evlerde ölen insanlar var. Fatma, kadınları taşlanmaktan kurtaran kimdi? Ya kadınla erkeği eşit sayan? O koltukta oturmana vesile olan kimdi, Fatma?
Neden vicdanınız, yüklemi olmayan cümleler gibi kayıp? Radyodan akşam ajansını dinleyen bir adamdı benim babam. Siz alçaldıkça, o kahrolurdu. Çok üzdünüz onu çok.
Dikkat edin şeytan taşlamak için attığınız taşlara, şeytan alınabilir! Ki bu günlerde şeytanla ters düşmeye hiç niyetim yok.
Anneler gününe yaklaştığımız şu günlerde, katledilen kadınların anneleri size mütemadiyen hakkını helal etmeyecek. Ve çirkinliğin kavşağında durup bir daha soruyorum; Fatma, kadınları taşlanmaktan kurtaran kimdi?