Türkiye’de cihazla yapılan AFR işlemini de ilk kez uygulamayla yeniden gündeme gelen Prof.Dr. Özdemir’le, gazetenin muhabiri Tuğba Fırat tarafından yapılan ve “Doktorluk insanlık sanatı” başlığıyla yayınlanan röportajın bir bölümü şöyle:
“Kalp yetmezliği tedavisinde pek çok yöntem kullanılıyor. Cerrahi yöntemler içerisinde en yenisi ise Atrial Flow Regulator (AFR). Türk mühendisler tarafından geliştirilen ve üretimi Türkiye’de yapılan cihazla yapılan AFR işlemini Türkiye’de ilk kez Prof. Dr. Ramazan Özdemir uyguladı. Bu yöntemin mimarı Prof. Dr. Ramazan Özdemir 27 yılda 7’den 70’e Malatya halkının gönlünü kazanmış, başarılı bir kalp uzmanı. Şu anda Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı olarak görev yapan Prof. Dr. Ramazan Özdemir hocamızla hem AFR yöntemini hem kişisel kariyerini, sağlık çalışanlarına şiddeti, gençlerde kalp krizinin nedenlerini konuştuk.
Uzun yıllar Malatya’da görev yaptınız. Halk tarafından çok sevilen bir doktorsunuz. Bu sevginin kaynağı nedir?
Malatya’nın varoş bir mahallesinde büyüdüm. Yazın boyacılık, simitçilik yapar harçlık çıkarır, o harçlıkla da okula devam ederdik. Mahallemizde okuyan, örnek alabileceğimiz fazla kimse yoktu. Bir astsubay vardı, hepimiz onu örnek alıyorduk. En yüksek mertebe oydu bizim için.
5-6 kişi astsubaylık sınavına girdik, tüm sınavları geçtim. Sağlık kuruluna girdim. En son göz muayenesinde renk körlüğünden kaybettim. Astsubaylık hayalim bittiği için çok üzüldüm ama daha sıkı çalışarak tıp fakültesini kazandım. İstanbul Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ne geldiğimde Anadolu’dan gelen öğrencilerin yaşadığı zorlukları yaşadım. Şu anki öğrenciler olanaklarından dolayı çok şanslı. Bizim zamanımızda yurtlar yetersizdi, burs imkanları yoktu. Cevizlibağ Atatürk Öğrenci Yurdu’ndan Cerrahpaşa’ya yürüyerek okula giderdim. Sıkı çalışırdım derslerime, ikinci sınıftan itibaren hep acillerde çalıştım. Bu da bana inanılmaz bir saha deneyimi, doktorluk pratikliği kattı. Okul bitti. O dönem Malatya İnönü Üniversitesi yeni kuruluyordu. Rahmetli Turgut Özal yeni bir ekip kuruyordu. Çok ciddi bir vizyon koydu ortaya. “Burası Türkiye’nin Kalp ve Karaciğer Merkezi olacak demişti.” O zamanki en modern hastaneydi Turgut Özal Tıp Merkezi. 3-4 ay sonra TUS’a girdim. Kadın-doğum bölümüne kayıt yaptım. O zamanlar kürtaj serbestti ve doktorlar ciddi paralar kazanıyordu bu işlemden. Bu yüzden kadın doğumdan vazgeçtim. Malatya’da kaldım. Askere gidip, geldiğimde Malatya’da kardiyoloji açılmıştı. Tekrar TUS’a girdim. Malatya Kardiyoloji’ye geçtim. Uzun yıllar burada devam ettim. Tüm kariyerimi İstanbul’da yapabilirdim. Ama annem, babam Malatya’daydı ve sağlık problemleri nedeniyle bana ihtiyaçları vardı. O zaman farkında değildim ama geriye dönüp baktığımda bana bu kadar emek verip beni yetiştiren anne ve babama iyi bakmama Malatya’daki kariyerim vesile oldu.
RAHMETLİ ÖZAL 30 YIL ÖNCE MALATYA’DA ÇOK BÜYÜK VİZYON ORTAYA KOYDU
Rahmetli Turgut Özal Malatya’da Kalp ve Karaciğer Merkezi vizyonunu bize kattı. Karaciğer için yönetimin de desteğiyle bu hayal gerçekleşti ancak bir takım engellerden dolayı kalp için bunu yapamadık. En büyük hayalim Özal’ın misyonunu yerine getirmekti. Onu bir idol olarak görüyordum. Bir ayağım hep İstanbul’daydı zaten. Kardiyoloji Derneği Başkanlığı yaptım. 15 Temmuz’dan sonra değişimler oldu. Malatya’da da misyonumu tamamlamış olduğumu hissettim. Çok başarılı bir ekip yetiştirip bıraktım. 2017 yılında Bezmi Alem’de başladım. Allah böyle güzel bir meslek nasip etmiş, hastalarımın bir Allah razı olsun demesinden daha kıymetli bir şey yok. Malatya’dan sağolsunlar bizleri ağlayarak, dualarla uğurladılar. İşini güzel yaparsan gönüllere giriyorsun.
Türk mühendislerinin tasarladığı ve ürettiği kalp yetmezliğinde kullanılan bir ürünü Türkiye’de AFR işlemiyle uygulayan ilk hekimsiniz. İşlemden biraz bahsedebilir misiniz?
Tübitak destekli Türk mühendislerinden oluşan bir AR-Ge firması kalp yetmezliği yaşayan hastaların hayat standartlarını iyileştiren bir ürün çalıştı. Bezmialem Vakıf Üniversitesi Hastanesi de bu ürünün uygulama hastanesi. Kalp yetmezliği dediğimiz hastalık kalbin pompa vazifesini tam olarak görememesidir. Dakikada 5 litre kan pompalaması gerekirken 2 litre pompalayıp, kalan 3 litrenin akciğerlerde göllenip ciddi nefes darlığı oluşturması hastanın yaşam standartlarını oldukça düşüren bir durumdur. Bu sonuçları önlemek için ya idrar yoluyla vücuttaki fazla suyun atılması için ilaç tedavisi veya kalbin performansını arttırmak için kalp pili takılması tedavilerini uyguluyoruz. Kalp yetmezliğinin kesin çözümü kalp naklidir. 60 yaş sonrası hastalar kalp nakli şansını da kaybediyor.
AFR işlemi tedavi yöntemlerine cevap vermeyen hastalarda bir nevi klinik bulguları iyileştirmek için kullanılıyor. Kalpteki sağ ve sol kulakçıklar arasında bir delik açmak, daha sonra geliştirilmiş olan cihazı oraya koyma işleminden ibaret. Kalp yetmezliğinde kalbin sol taraftaki basıncı artınca akciğer damarlarının basıncı artıyor ve hastanın akciğerinde ödem oluşuyor ve su doluyor. Su dolmasın, basınç artmasın diye fazla olan kanı soldan alıp sağa aktarıyor bu cihaz.
KALBE TAKILAN CİHAZLARI NİYE BİZ ÜRETMEYELİM?
Şu an 10 hastaya bu cihazı taktık. Klinik çalışmalara devam ediyoruz. Uygulama yapılan hastalar yaşam standartlarının iyileştiğini söylüyorlar. İşlemin hemen sonrası yaptığımız ölçümlerde akciğer damar basıncının düştüğünü net olarak ölçümledik. Eş zamanlı olarak ürün Almanya, Belçika ve Polonya’ya da gönderildi. Mühendislerimizin böyle cihaz üretmesi son derece sevindirici. Doktor-mühendis koordinasyonunu arttırıp tasarımı ve geliştirmesi Türklere ait ürünler üretip dünyaya pazarlamalıyız. ABD’de üretilen bu ürün gibi birçok sağlık cihazını üretecek potansiyelimiz var bizim. Bir ev, bir araba parasına kalbe takılan cihazlar var. Neden onları da biz üretmeyelim?..”
Prof.Dr. Ramazan Özdemir’le yapılan röportajın tamamını, aşağıdaki linkten ulaşarak okuyabilirsiniz:
Prof.Dr.Ramazan Özdemir Röportajı
star.com.tr
Güncelleme Tarihi: 03 Aralık 2018, 11:12