CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba Darende CHP İlçe Başkanlığı tarafından düzenlenen olağanüstü kongreye katıldı. Ağbaba, “Biz söyleyince sessiz kalanlar, Erdoğan söyleyince ‘Kalkan kapatılsın.’ demeye başladılar. Aynı sözü biri söyleyince yanlış kabul ediyorsun bir başkası söyleyince doğru kabul ediyorsun. Böyle olur mu?” diyerek sitem etti.
Genç işsizliğin önlenemez yükselişinin ana sebebinin üretimden vazgeçen ve sadece rant üzerinden işleyen AKP politikaları olduğunu söyleyen Ağbaba, “Türkiye’deki her 3 gençten 1’i işsiz. İşsiz sayımız 8 milyonu geçmiş; 95 ülkenin nüfusundan fazla işsizimiz var. Niye bu kadar işsizimiz var? Niye? Çünkü üretemiyoruz. Türkiye üretimden koptu, Türkiye ranta teslim oldu. Bunu Malatya’da da görüyoruz.” İfadelerini kullandı.
Konuşmasının devamında, son dönemde yeniden gündeme gelen Tank-Palet Fabrikası’nın satışının vatana ihanet olduğunu belirten Ağbaba, “Türk Silahlı Kuvvetlerinin bir birimi Katar Silahlı Kuvvetleri’nin emrine verilmiştir. Bu vatana ihanettir. Sen TSK’nın bir birimini para için, çıkar için başka bir ülkenin emrine veremezsin.” şeklinde konuştu.
Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün bir tarikat şeyhinin elini öperken çekilmiş görüntülerle ilgili de konuşan Ağbaba, Adalet Bakanı’nı eleştirirken 15 Temmuz’u hatırlattı ve “Adalet Bakanı Suriyeli bir tarikatın liderinin elini öpüyor. Belki o tarikata mensup olabilirsin ama sen Adalet Bakanısın. İnsanlar dinini yaşasın ama devleti tarikatlara teslim etmeyin. Bakanlıkları tarikatlara pay ederseniz Türkiye’ye yazık olur. Bunun sonuçlarını 15 Temmuz’da acı biçimde gördük.” dedi.
TOHMA ÇAYI KAN AĞLIYOR; HES POLİTİKALARI ÜRETİMİ DE KÜLTÜRÜ DE YOK EDİYOR!
Tohma Çayı’ndaki kirlilik konusunda sitemkar ifadeler kullanan Ağbaba AKP’nin HES politikalarını eleştirdi. Ağbaba şöyle konuştu:
“Malum meşhur Tohma Çayımız var. Her ne kadar sizlerin de desteği ile Darendeliler’in de desteğiyle kirletilse de, üzerine HES kurulsa da Tohma Çayı hala var degil mi? Niye sizlerinde desteğiyle diyorum? HES’i yapanlar yapıyor, Tohma’yı kirletiyor siz ama siz gidip tekrar oy veriyorsunuz değil mi? Demek ki bu uygulamaları siz Darendeliler de destekliyorsunuz. Daha önce Güdül’de, Hacılar’da, Yeşiltaş’ta HES’lerin verdiği zararları gördük. HES’lerin bölgeye bir yararı olmadığını gördük. Biz elektrik üretimine karşı değiliz. Biz madenlerin çıkarılmasına karşı değiliz. Ama bunların bölgeye, yöreye, tarıma zarar vermemesi gerekiyor. Hem zarar vermemesi gerekiyor hem de bu yatırımların yöreye katkı sunması gerekiyor. Fakat bu uygulamalar, bırakın yöreye katkı vermeyi, Yeşiltaş’ta hayvancılığı yok etti, Hacılar’da yolu yok etti, bölgedeki tarım arazilerini yok etti. Aslında insanların kültürünü, alışkanlıklarını yok etti; yerel halkın her türlü değerini yok etti. Ama bu uygulamaları Hacılarlı onaylıyor, Darendeli onaylıyor, Malatyalı onaylıyor. Bu sorunları Veli Ağbaba Meclis’te dile getirir mi getirir? 1 defa değil gerekirse 10 defa dile getirir. Ama biraz Darendelilerin de destek vermesi gerekiyor, Malatyalı’nın da destek vermesi gerekiyor. 8 yıldan beri Milletvekiliyim. Bazen dilimi ve mizacımı sert bulurlar. Ama benim kimseyle kişisel bir kavgam yok. AK Parti Milletvekilleriyle de bir kavgam yok. Ama ben Malatya’nın çıkarlarını en üst perdeden söylerim, söylemeye de devam ediyorum.” Dedi.
KÜRECİK FÜZE KALKANI SADECE BİR GRUBU DEĞİL; HERKESİ İLGİLENDİRİYOR
Erdoğan’ın Kürecik Füze Kalkanı ile ilgili yaptığı açıklamalara da değinen Ağbaba, “Bazı meseleler var ki sen söylemezsen kimse duymuyor ama bazı meseleler de var ki söylediğinde arkanda seni destekleyecek insanların olması gerekiyor. Bazı meseleler de ancak öyle çözülüyor. Birkaç gün önce Akçadağ’da “Kürecik Füze Kalkanı kapatılsın.” açıklaması yapılıyor. Yapanlara baktım, yapanlar bizim arkadaşlarımız. Ben 2011’de Milletvekili oldum. Önce 30 Milletvekiliyle geldik burada miting yaptık sağolsun, Sinan Başkan bizi burada ağırladı, çayımızı yemeğimizi verdi. Birkaç gün önceki açıklamada Muhtarlar Derneği Başkanı var, Muhtarlar var ama bir tanesi bile bizim yıllar önce yaptığımız o açıklamaya gelmedi. Sanki bu mesele sadece Veli Ağbaba’nın, sadece CHP’nin meselesiymiş gibi. Kürecik Kalkanı sadece Akçadağ’daki köylüleri ilgilendirmiyor. Darende’yi de ilgilendiriyor. Sadece CHP’lileri ilgilendirmiyor; AK Partilileri de ilgilendiriyor. Sadece bir grubu ilgilendirmiyor; herkesi ilgilendiriyor. Biz söyleyince sessiz kalanlar, Erdoğan söyleyince “Kalkan kapatılsın.” demeye başladılar. Aynı sözü biri söyleyince yanlış kabul ediyorsun bir başkası söyleyince doğru kabul ediyorsun. Böyle olur mu? Burada vatandaşın yapması gereken şey şu: Senin yaşamını etkiliyor mu? Senin için olumsuz bir şey oluyorsa, kültüründen oluyorsan, ekmeğinden oluyorsan, suyundan oluyorsan CHP’li de yapsa AK Partili de yapsa kaşı çıkacaksın. Eskiden Tohma’dan su içiyordunuz, şimdi bütün kanalizasyonlar Tohma’ya akıyor. Niye akıyor? Çünkü Tohma Çayı kirlenmiş, kirlenmemiş kimsenin umrunda değil. Siyasi görüşümüz ne olursa olsun hepimizin ekmeğimize, işimize, aşımıza sahip çıkmamız gerekiyor.” dedi.
ŞEKER FABRİKALARINI SATTILAR ŞİMDİ RUSYA’DAN ŞEKER İTHAL EDİYORUZ
AKP politikalarının üretimi bitirdiğini kaydeden Ağbaba, Rusya’dan şeker ithal edilmesini eleştirdi. Ağbaba, “Türkiye’nin çok önemli meseleleri var. Bunlara da değinmemiz gerekiyor. Genç işsizliği meselesı var. Türkiye’deki her 3 gençten 1’i işsiz. İşsiz sayımız 8 milyonu geçmiş; 95 ülkenin nüfusundan fazla işsizimiz var. Niye bu kadar işsizimiz var? Niye? Çünkü üretemiyoruz. Türkiye üretimden koptu, Türkiye ranta teslim oldu. Bunu Malatya’da da görüyoruz. Eskiden Sümerbank’ın yeri vardı ama 6 Milyon Dolar’a satıldı. Herhalde orası 200 milyon dolarlık yerdi. Bizim dışımızda kimsenin sesi çıkmadı. Tekel gitti, kimsenin sesi çıkmadı. Şeker Fabrikalarının satılmaması için 25 ilde mitingler yaptık. Şeker İttifakı diye bir ittifak kurduk, her kesimden insanı dahil ettik. Şeker Vatandır, Vatan Satılmaz dedik. Sattılar. Yandaş iş insanlarına sattılar. Üretim var mı? Yok. Şimdi ne oldu? Rusya’dan şeker ithal ediyoruz. Niye? Millet kendi fabrikasına sahip çıkmadı. Gündem oluştu ama sonrası gelmedi. Kim zarar gördü? Vatandaşın kendisi zarar gördü.” İfadleerini kullandı.
TANK-PALET FABRİKASINI KATAR SİLAHLI KUVVETLERİNİN EMRİNE VERDİLER!
Konuşmasının devamında, son dönemde yeniden gündeme gelen Tank-Palet Fabrikası’nın satışının vatana ihanet olduğunu belirten Ağbaba şöyle konuştu:
“Bizim aylardır gündeme getirdiğimiz bir başka mesele de Tank-Palet Fabrikası meselesi. Bu fabrika TSK’ya ait bir fabrika. Bu fabrikada obüs topları ve tank paletleri üretiliyor. Bir gün Ethem Sancak’ın o meşhur konuşmasından duyuyoruz ki bir gün Cumhurbaşkanı’na gidiyor, ‘Ben bu fabrikayı almak istiyorum ama bana bir ortak bul. Katarlılar’da para var onları bana ortak et.’ diyor. Cumhurbaşkanı olur diyor; Katar Emirini arıyor ikna ediyor. Tank Palet’i bu şekilde satıyorlar. Bizim için TSK kutsaldır. Hiçbirimiz TSK’nın herhangi bir parçasını başka bir ülkenin Silahlı kuvvetlerinin emrine vermeyi kabul edemeyiz, bu hareketi namusumuza dokunulmuş sayarız. Burada yapılan açıkça şudur: Türk Silahlı Kuvvetlerinin bir birimi Katar Silahlı Kuvvetleri’nin emrine verilmiştir. Bu vatana ihanettir. Sen TSK’nın bir birimini para için, çıkar için başka bir ülkenin emrine veremezsin. 2 Milyar Dolarlık Fabrika’yı 50 milyon dolara 25 yıllığına kiraladık diyorlar. 50 milyon Dolar rakamı adeta denizde bir damla gibi. Bu satışı tüm ülkeye anlatmaya devam edeceğiz. Bunun vatana ihanet olduğunu söylemeye devam edeceğiz.” şeklinde konuştu.
SURİYE’DEKİ ATEŞİ AKP KÖRÜKLÜYOR, YÜKÜNÜ VATANDAŞ ÇEKİYOR
AKP’nin Suriye politikasında düştüğü yanlışı Libya’da da tekrar etmeye çalıştığını söyleyen Ağbaba, AKP’nin Libya’ya asker gönderme çabasını sert ifadelerle eleştirdi.
Ağbaba, “2011 yılında Milletvekili olduğumdan beri yanlışları söylemeye devam ediyorum. Suriye politikası yanlıştır dedik. Orada bir ateş yanarsa o ateş bize de sıçrar dedik. Ama iktidar o ateşe körükle gitti. Neticede Suriye’de 1 milyon insan öldü, Suriye nüfusunun 3’te 2’si yer değiştirdi yaklaşık 8 Milyon Suriyeli ülkesinden başka ülkelere gitti. Bunun 4 milyonu Türkiye’ye geldi ve Türkiye tarihinde eşi benzeri olmayan bir mülteci kriziyle karşı karşıya kaldı. Bu kriz o kadar büyük bir kriz ki, 2. Dünya Savaşı’ndan beri dünyanın gördüğü en büyük mülteci krizinden bahsediyoruz. 4 Milyon Suriyeli’nin yanı sıra 1.5 milyon civarında başka ülkelerden gelen mülteciler var. Yani ülkemizde toplam 5.5 milyon civarında mülteci var. Bunun yükünü Türkiye çekiyor. Bizim Suriye batağında ne işimiz vardı? Irak’ta, Libya’da ABD’nin yarattığı bataklıklarda bizim ne işimiz var? Şimdi de Türk askerini Libya’ya göndermeye çalışıyorlar. Türkiye’yi Libya bataklığına çekmek vatana ihanettir. Libya’da şuan iç savaş var. Şimdi o iç savaşa Türkiye’yi sokmaya çalışıyorlar. Allah aşkına bizim Libya’da ne işimiz var? Türkiye o kirli savaşa niye girsin? Suriye’ye girdik tek karlı çıkan Rusya oldu. Rusya oralarda oyun kuruyor biz de o oyunlara hizmet ediyoruz. Monşer dedikleri, okuyan, yazan, çizen, düşünen, bu ülkeye, bu millete sahip çıkan aydınlarla beraber bizlere de bu noktada çok büyük görev düşüyor. Gerçeklerden bahsetmeye ve Türkiye’nin birliğini bütünlüğünü savunmaya devam edeceğiz.” Dedi.
BAKANLIKLARI TARİKATLARA PAY EDERSENİZ TÜM TÜRKİYE’YE YAZIK OLUR!
Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün bir tarikat şeyhinin elini öperken çekilmiş görüntülerle ilgili de konuşan Ağbaba, Adalet Bakanı’nı eleştirirken 15 Temmuz’u hatırlattı. Ağbaba, “İktidarın besleyip büyüttüğü bazı kesimler geldi Meclis’i bombaladı, hain bir darbe girişiminde bulundu. Devletin kurumları bir cemaate, tarikata bırakılınca neler olduğunu hep birlikte gördük. 2014’e kadar AK Partili Miletvekillerinin yanında Fethullah Gülen’e laf söyleyemiyorduk. Laiklikten vazgeçmenin, devleti tarikatlara teslim etmenin zararını hep birlikte gördük. Şimdi skandal bir görüntü var. Adalet Bakanı Suriyeli bir tarikatın liderinin elini öpüyor. Belki o tarikata mensup olabilirsin ama sen Adalet Bakanısın. İnsanlar dinini yaşasın ama devleti tarikatlara teslim etmeyin. Bakanlıkları tarikatlara pay ederseniz Türkiye’ye yazık olur. Şimdi FETÖ’yle mücadele ettiklerini söylüyorlar ama parası olan cezaevine girmiyor. Fakir fukara sahipsiz insanlar Bank Asya’ya para yatırdığı için cezaevine giriyor ama parası olan FETÖ borsası sayesinde serbest kalıyor. Meclis’te söyledim: Bu FETÖ baklavacıda var, börekçide var, topçuda var, askerde var, poliste de var. Nerede yok, AK Parti’de yok. Defalarca dedik, ‘Gelin hangi partide FETÖ’cü varsa araştıralım, ortaya çıksın.’ dedik ama kabul etmediler.’ İfadelerini kullandı.