Covid-19 Uyku Hapları ve Birkaç Mesele

2020 yılı her açıdan dünyanı ve ülkemizi fazlasıyla etkilemiş durumda. Depremler, sel baskınları, salgınlar ve daha birçok doğal ve yapay afet 2020 yılını hafızamıza kötü bir şekilde not etmemizi sağladı.

Her yeni yıl gibi 2020 yılına da bir hevesle başlamıştık ki daha ilk aydan olumsuzluklar baş göstermeye başladı. Taze, 2020 model hayallerin birçoğu hiç başlamadan birçok insan için yitip gitti. 

Yine de dünya ne kadar zor olursa olsun yaşamak güzeldi. Dünyadan ümidini kesmiş ancak bağını koparmaktan da çok korkan insanların son umuduydu uyku hapları, insanın bütün uzuvlarına girilmiş bütün sırları deşifre edilmişken,DNA’mıza bakılıp kapı dışarı ediliyorduk. Bizde dünyaya, işverene ve güne yenilmenin acısını 250mlg ilaçlarda arıyorduk. 
 
Yaşımız kaç olursa olsun aklında bir sürü oyunla bütün röntgenlerde bir çocuk çıkıyordu içimizde. Biz “birisi” olmak için koştururken, içimizdeki çocuğun ağzına her defasında bir sille indiriyorduk. Birisi olmanın derin cazibesi bizi en fazla köşedeki marketten alışveriş yapabilecek sosyal statüye eriştirebiliyordu. Faturalarını ödeyebilmek, marketten bir poşet yiyecek alabilmek insanı mutlu etmiyordu. Nitekim insan fizyolojik, sosyolojik ve psikolojik bir canlıydı. Genlerimize yüklenen şükür duygusu, bazen isyana evrilebiliyordu. 
Yetersiz kaldığımız yerlerde o istemsiz ve bitmek bilmez baş dönmelerimiz geliyordu. Dönüyorduk, dönüyorduk.

İlaç mümessilleri acılarımızın röntgenini çekip cüppeli gözlüklü adamlara satıyordu, onlarda acılarımızın müptela olacağı 250 mlg şekerler üretiyordu. Uykudan, eşten ve çocuktan geçen biz uyku haplarına sığınıyorduk. Biteviye dolaplarımızda külçe külçe ilaçlarımız oluyordu.

Uzmanlar uyarıyor başlığıyla büyük puntolar atsak da zihnimize, uzak kalamadığımız iş kaygısı, geçim derdi, Covid-19 şüphesi maalesef uykularımızla aramızı çoktan açmıştı. Uykusuzluk uyku düzenimizi bozmakla birlikte başka ciddi zararlarda vermeye başlıyordu.

Algıyı, duyguları, konsantrasyonu, hafızayı zayıflatan uykusuzluk, doğru karar alamama, dikkatsizlik, depresyon hatta ölüme kadar giden ciddi sonuçlar doğuruyordu. 
Daha çok uyanık kalmak için daha çok kahve tüketiyorduk. Oysa Kahvenin dostluğu hala tescillenmiş değildi.Uykusuzluğun, baş sorumlu kahve ilan ediliyordu. 
Kahve bugün petrolden sonra en fazla ticareti yapılan ikinci ürün durumuna geldi. Öte yandan, uykuya dalmak ve gündüz uyanık kalmak için uyku hapları gibi medikal ürünlerden medet umuyoruz. Bu ilaçlar doktor kontrolünde kullanılmadığında kronik uyku ve psikolojik bozukluklardan ölüme kadar giden ciddi tehlikelere yol açıyor. Kısacası uykusuz kalmakta, uyumak için uyku hapı almakta öldürüyordu.

İngiliz Tıp Dergisi'nde yayımlanan araştırmada, temazepam gibi ilaçları kullanan 10 bini aşkın hastayla, ilaç kullanmayan 23 bin kişi arasında karşılaştırma yapıldı. Uyku hapı kullananlar arasında, ölüm tehlikesi dört kat daha yüksek çıktı.

Bulutlar bütün göğü nasıl kapladıysa, pizza dünyaya nasıl yayıldıysa, uykusuzlukta öyle yayılıyordu. Ulu orta, aleni ve bağıra bağıra.Yasaklar, virüs, geçim derdi devam ettikçe daha çok uykularımız kaçacak gibi görünüyor. 

İnsanın stresi, omuzlarındaki yükü sanki yetersizmiş gibison zamanda birde Covid belası çıktı. Teknoloji şirketleri elimize yüksek MB’lı telefonlar tutuşturarak bizi birbirimizden uzaklaştırdığı yetmiyormuş gibi.  Yalnızlaşmanın, izole hayatın bir virüs bahanesiyle insana dayatılması gibi bir şeydi bu. Yasakların yeni adı tedbir olup çıkmıştı.
 
Covid’li bir ortama düşsen yanına alman gereken 3 şey belliydi. Maske, Dezenfektan ve Toplumdan Uzaklaşma (mesafe). Oysa dünyanın 8 milyar insana yetecek ıssız adaları yoktu. Dönüp dolaşıp kaderimize bir daha bir daha razı oluyorduk.

Maske artık kombinlerimizin bir parçası olmuştu. Allahtan maske tasarımcıları yaratıcılıklarını gösterdiler de her renkte maskeler takabiliyorduk. Renksiz ve Covid’lidünyamızın tek renkli şeyi maskelerimizdi.Ne diyelim buna da şükür. 

Bu yılda geçer elbet birçok şey unutulur ama umarım bir şey iyice öğrenilmiş olur. Saraylar zırhlar insanı korumaz, koruyacak şey sağlık bir ekonomi, sağlam bir eğitim sistemi, hurafeye değil bilime verilecek önemdir.
 

YORUM EKLE