MYK Üyesi Ahmet İrmek yaptığı basın açıklamasında; Ocak 2020 tarihinde kurulan ancak pandemi nedeniyle teşkilatkanma çalışmalarına 1 Haziran 2020 tarihi iu başlayan partimiz Haziran ayından bugüne kadar 67 il ilçelerde teşkilatlanma çalışmalarını tamamlayarak il ve ilçe kongrelerini yapmaya başlamış da seçim yeterliliğini almış ve Şubat Ayı sonuna kadar 81 il ve ilçelerinde teşkilatlanmasını bitirmeyi planlayan bir partidir. 

Ocak 2020' de bünyesinde dernek, sendika, kooperatif, 4622 üye şirketi, ticari ortaklık ve yurtdışı temsilcilikleri bulunan Güç Birliği Hareketi Kurucu Genel Başkanı Sayın Ali Karnap önderliğinde iş adamı, sanatçı ve akademisyenlerden oluşan kurucu heyet ile kurulan partimiz kısa sürede teşkilatlanarak siyasi arenada yerini almıştır. Ben değil biz ilkesi ile yaradılanı sev yaradan dan ötürü görüşü ve tek kırmızı çizgisi vatanpervelik olan partimiz etnik kimlik din, dil, ırk ayrımı yapmadan ayrıştırmadan ötekileştirmeden 82 milyonu kucaklayarak güçlü bir aile olma hedefindedir karalama ve yıkıcı eleştiri politikası ile kirli siyaset değil, iyiyi takdir ve teşvik eden kötünün ise karşısında yapıcı temiz siyaset anlayışı ile hareket eden partimiz siyasetini sahalarda hizmet ve projeleri ile yapacak doğru, dürüst, ahlâklı, erdemli ve temiz siyaset ilkesi ile çalışacaktır.

12 Temmuz 2020 birinci kongreden sonra atanan MYK, MKYK ve genel başkan yardımcıları ile il ve ilçe başkanları görevlerine hızlı bir şekilde başlamış ve kısa bir sürede uzun bir yol katetmişledir.

Malatya İl Başkanlığı olarak Ağustos 2020' de il kurulumunu tamamlayarak ilçe kurulum çalışmalarına başlamış Battalgazi, Yeşilyurt, Kale, Akçadağ, Pütürge ilçelerini kurarak diğer ilçelerin kurulum çalışmalarına ağırlık verilmiştir. Önümüzdeki günlerde ilçe kongrelerini de başlatarak il kongresine tamamlayıp çalışmalarına daha aktif bir şekilde devam edecektir.

Bu ay sonuna kadar genel kongresinin yapacak ve olan partimiz kongre sonunda yeni şekillendirilecek görevkendirmelerle sahada daha aktif ve söz sahibi bir parti olarak siyasi çalışmalarına hız verecektir.

Güç Birliği Partisi sosyal, ekonomik ve kültürel alanda ram bağımsız muuassır ve müreffeh bir Türkiye' bin yeniden inşası için projeleri ile hazırdır. Bugüne kadar uygulanan yanlış politikaları ve alınan kararlar sonucu başta üretim ve sanayi olmak üzere tarım ve hayvancılık yeniden canlandırılarak tüketen toplum değil üreten bir toplum ithal eden değil ihraç eden borç eden devlet değil borç veren devlet ve gerçek anlamda çağ atlayan bir ülke olabilmesi için bütün argümanları, projeler ve kadrosu ile iktidara hazır bir partiyiz.

18 yıllık hükümetin ülke yararına olan faaliyetlerini destekliyor ve takdir ediyoruz. Ancak şahsım olarak ülkemin taraflı bir Cumhurbaşkanı tarafından yönetilmesine karşıyım çoğulcu ve parlementer bir sistemle yönetilen meclisin aldığı kararı değerlendirip ülke ve halkın yararına olmaması durumunda korkusuzca veto edip geri meclise gönderebilecek hiçbir partiye yakın olmayan bütün partilere eşit mesafede olacabilecek bir Cumhurbaşkanlığı ve Hükümet sisteminin yeniden getirilmesinden yanayım.

Ülke rsntçılara,çıkarcılara ve yandaşlara teslim edilmemelidir. Devlet halkı için olmalıdır halk devlet içinde değil. Maalesef ülkemiz tarafsız ve bağımsız adalet anlayışından uzaklaşarak tamamen emir ile alınan kararlar veren ve herkese eşit adalet anlayışı ile değil zengine ve güçlüye adalet anlayışının hakim olduğu bir yapının savunulduğu bir ülkede bağımsız yargı ve eşit adaletten söz edilemez. Bu zihniyet değişmedikçe göstermelik raporlarla bu sorun çözülemez. Herkese eşit adalet ilkesi ile Yola çıkan Güç Birliği iktidarında bağımsız yargı tesis edilecek ve herkese eşit adalet ilkesinden taviz verilmeyecektir.

 Sabit ve Milli bir eğitim politikası olmayan ülkemizde eğitim politikası her gelen hükümet ve hatta her gelen Milli Eğitim Bakanı tarafından değiştirilerek temel eğitim ve bilimden uzak sistemlerle gelecek nesiller bilim ve beceriden uzaklaştırılmıştır ve özellikle bu pandemi döneminde eğitim sistemi tamamen çökmüştür.Milli, kalıcı, değişmeyen tamamen bilimsel bir eğitime dayalı bir eğitim politikası inşa edilmelidir.

Başkanlık sistemi ile ülke yönetimine hatıra dayalı yandaş atamalı bir yönetim sisteminin ile planlanan ve vadedilenlerden uzak gelişmeler ve alınan kararlar ve uygulamalarla ülke sosyal, kültürel ve ekonomik anlamda yıpratılmıştır. Dolar ve Euro Türk Lirası karşısında 2 - 3 değer kazanmış yanlış ekonomik politikalar ve uygulamalar ile faiz yükseltilmiş hazine boşaltılmış dış borç ve cari açık büyümüştür. Kitler ederinin çok altında fiyatlarla rantçılara satılmış yap - işlet - devret modeli ile yapılan ve halka bir lütufmuş gibi gösterilen geçiş garantili yol ve köprüler hasta garantili hastaneleri ve yolcu garantili havalimanı yaptırılarak üstlenici ve yapıcı yandaş firmalara astronomik taahhüt ödemeler yapılarak bu yandaş firmalar korunup ve kollanmıştır. KOBİ'ler ve küçük esnaf vergi yükü altında kıvranırken özellikle bu pandemi döneminde yine yandaş firmaların milyon dolarlık vergi borçlarından kredi faizleri affedilerek ödüllendirilmiş küçük esnaf ise hükümetin lütuf olarak gösterdiği vergi borçlarına yapılandırma yaptırarak ne kadar adil bir vergi anlayışına sahip bir devlet yönetimi olduğunu ispatlamıştır. Asgari ücrete bağımsız ve bir kuruluş olmayan devlete bağlı TÜİK raporlarına göre beklenenden uzak tamamen işveren düşünülerek komik zam vererek büyük bir kesim sefalete itilmiştir. Enflasyonun yine TÜİK raporlarına göre % 14.6 olduğu bir ülkede memura verilen % 7.36' lık zam ile SSK ve BAĞ-KUR emeklilerine verilen % 8.38' şık zammın elektrik, doğalgaz, vergi, harç, cezalarını karşısında adil olduğu söylenemez. Kaşıkla verilen kürekle geri alınmaktadır.

Özellikle bu pandemi döneminde uygulanan kısıtlamalar işyeri kapamalar ve işten çıkarılma karla sosyal devlet anlayışından uzak bir uygulama ile vatandaş ve esnaf kendi kaderine terkedilmiştir. İşçi, memur, emekli, çiftçi, esnaf yaşamla cüzdanı arasına sıkıştırılmış ve bunlar göz ardı edilerek veya umursanmayarak güçlü devlet algısı oluşturmak düşüncesi ile kendi vatandaşına sağlamadağı ekonomik, sosyal, sağlık yardımlarını başta Suriyeliler olmak üzere dış devletlere yapmış Tunus'a 5 Milyon Dolarlık kaynak gönderilmiştir ve ekonomide toz pembe tablolar çizilerek halkın gözü boyanmaya çalışılmakta yapılan zam ve adaletsizlikler tekrar türban meselesi yeniden gündeme getirilerek bu suni gündem ile kamufle edilmeye çalışılmaktadır.

Çalışan birçok kesimin kadro, kıdem tazminatı, EYT, 6000 sayılı kanun mağdurlarına yönelik, astsubay maaşlarının ve özlük hakları ile ilgili çalışmalar eşit işe eşit maaş dengesizliği seçim öncesi onca söz ve vaat verilmesine karşılık hiçbir çalışma yapılmamakta ve kasıtlı olarak engellenmektedir.

Adaletsiz gelir ve ücret dağılımının olduğu bir ülkede sosyal ve ekibi gelişme beklenmemelidir. 2020 karnesinde bu ülke beyin göçünün lise seviyesine düştüğünün gördü, yok edilen tarım ve hayvancılıkla dışa bağımlılığı gördü, uygulanan eğitim sistemi ile Eba' ya bağlanmak için çatıya çıkıp düşüp ölen çocuklar gördü, vergi, kredi ve kredi yurtlar kurumu borcundan dolayı icralık esnaf, vatandaş ve öğrenciler gördü, Maliye bakanının olmadığı bir dönemde göstermelik olarak Türk Lirasının değer kazandığını gördü, tarafsız medyada çöpten ve pazar artıklarından yemek toplayan vatandaşlar yayınlanırken bakan tarafından yoksulluğun sıfırlandığı söylemini de gördü, evine ekmek götürmeyen babanın intiharın da gördü, bu ülke çarpık adres sistemi yüzünden bir türlü önlenemeyen ve her geçen gün artan taciz, istismar ve kadın cinayetlerini de gördü. Bu listeyi uzatmak mümkün diye konuştu.