CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, Hekimhan’da konuştu; “31 Mart’taki gibi Türkiye’yi bölen değil, birleştiren; herkese eşit yaklaşan, her siyasi görüşün yaşamasını sağlayan anlayışımıza devam edeceğiz”

CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, Hekimhan İlçe örgütünü ve Hekimhan Belediyesi’ni ziyaret etti. Seçim dönemi yaptıkları çalışma nedeniyle örgüte teşekkür eden Ağbaba, belediye başkanı Turan Karadağ’a başarı dileklerini iletti.Ağbaba, Hekimhan mahalle muhtarlarıyla da bir toplantı gerçekleştirdi.

“ŞİMDİ YENİ BİR DÖNEM BAŞLIYOR”

Hekimhan Belediye Başkanlığı’nın ve Belediye Meclisi’nin Hekimhan’a hayırlı olmasını dileyen Ağbaba, İyi Parti’ye de katkıları nedeniyle teşekkür etti. Seçim çalışmaları sürecinde verdiği sözleri hatırlatan Ağbaba, Hekimhan’la Beşiktaş Belediyesi’nin de kardeş belediye kapsamındaki desteğiyle Hekimhan Parkı’nın tamamlanacağını ve Ekrem İmamoğlu’nun en kısa sürede Malatyalılarla ve Hekimhanlılarla buluşacağını belirtti. “Şimdi yeni bir dönem başlıyor.” diyen Ağbaba, geçtiğimiz dönemlerde emek veren başta Aliseydi Millioğlu olmak üzere belediye meclis üyelerine de teşekkür etti. Ağbaba ayrıca “Hekimhan’ın her türlü sorununu, sıkıntısını kendi sorunum gibi takip edeceğim.” diyerek, seçim döneminde verilmiş olan sözlerin de şahsen takipçisi olacağını vurguladı. Ağbaba, Malatya’ya hizmet verilmesi hususunda muhtarlarla iş birliği içerisinde çalışılacağını ve belediyelerin dışındaki sorunları da takip edeceklerini belirtti.

“31 MART GECESİ UYUMADAN İSTANBUL’A GİTTİM”

İstanbul’da yaklaşık bir aydır sonuçlanamayan seçim süreciyle ilgili de konuşan Ağbaba, 18 gün devam eden Demokrasi Nöbetiyle ilgili: “18 gün boyunca CHP’nin bütün milletvekilleri, her türlü rütbelerini, unvanlarını bir kenara bırakarak gece demeden gündüz demeden; uyumadan, yılmadan, usanmadan bir sandık görevlisi gibi nöbetlerini tuttular, İstanbul’un iradesine sahip çıktılar. Malatya’daki bütün arkadaşlarımızın da aynı heyecanla, aynı sorumlulukla nöbet tuttuğunu biliyorum.” Dedi.

 “KILIÇDAROĞLU’NA YAPILAN BASİT BİR SALDIRI DEĞİL BİR LİNÇ VE ÖLDÜRME GİRİŞİMİDİR!”

Ağbaba, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik linç girişimini ise şu sözlerle değerlendirdi: “18 günün ardından Ankara’ya geldik ve Genel Başkanımıza alçakça bir linç girişiminde bulundular. Bunu ‘saldırı’ diyerek küçümsemeye çalışıyorlar ama kameraların çektiği geniş görüntüleri incelediğimiz zaman açıkça görüldüğü gibi, bu basit bir saldırı değildir; bu bir linç ve öldürme girişimidir. Genel Başkanı öldürmeye yönelik organize bir linç girişimidir. Türkiye’nin geldiği noktaya bakın: Ana muhalefet partisinin liderine bir şehit cenazesinde linç girişimi oluyor ve bunu yapan alçakların eli öpülüp resimleri paylaşılıyor. Bugün Türkiye’nin geldiği nokta işte bu.

“ŞEHİT CENAZELERİNDE BİLE BİRARADA DURAMIYORSAK ASIL BEKA SORUNU BUDUR”

Seçim öncesi Cumhur İttifakı’nın çokça dile getirdiği “Beka sorunu” söylemine de eleştiride bulunan Ağbaba, konuşmasına şöyle devam etti: “Beka beka deniliyordu. Eğer bir şehit cenazelerinde bile bir arada olamayacaksak toplum olarak nasıl ayakta kalacağız? Bir şehit cenazesinde bile aynı safta cenaze namazı kılınamıyorsa bu ülkenin bekası nasıl sağlanacak? Beka sağlanacaksa bu alçakların cezalandırılması lazım. Bu alçakları yücelten insanların da o yönetimde bulunmaması lazım. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı devlet memuru olacak o hadsiz adam; o alçağa, o inek hırsızına ‘Kahraman’ diyor. AKP Ankara İl Başkanı ‘Yiğitlerimizi yedirmeyiz.’ diyor, Ankara’nın adayları da gidip o alçağın elini öpüyor. Türkiye’nin geldiği nokta bu arkadaşlar.”

“BİZ HOŞGÖRÜ VE BARIŞ DİLİNİ KULLANMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

31 Mart sonrası süreci de değerlendiren Ağbaba: “31 Mart’taki gibi Türkiye’yi bölen değil, birleştiren; herkese eşit yaklaşan, her siyasi görüşün yaşamasını sağlayan anlayışımıza devam edeceğiz. Hekimhan’da da Malatya’da da hep birlikte kardeşçe yaşamayı arzuluyoruz, bu arzuyu korumaya devam edeceğiz. Herkesin Belediye Başkanı olacağız, ayırmadan herkese hizmet edeceğiz demiştik: hem Hekimhan’da hem de kazandığımız diğer iki ilçede de bu felsefeyle hareket edeceğiz.” diyerek tüm bu yaşananlara rağmen hoşgörü ve barış dilini kullanmaya devam edeceklerini vurguladı.