Ağbaba Haçova'da Taş Ocağı Açılmasına Tepki Gösterdi

Haçova’da açılan taş ocağının sadece Haçova’yı değil tüm Malatya’yı ilgilendirdiğini söyleyen Ağbaba, “Burada bir taş ocağı açılmasının mantığını anlamak mümkün değil. Mevcut iktidarın bu bölgeye ve köylülere düşmanlığı var herhalde. Buraya taş ocağı açarak seçimlerin hesabını bu şekilde sormak istiyorlar.” Dedi. Köylülerin yapacağı her eylemde en önde olacağını kaydeden Ağbaba “Doğanşehir’den Arapgir’e, Dedeyazı’dan Pötürge’ye kadar Malatya maalesef talan edilmektedir. Taş ocağı ruhsatı verilerek köyler talan edilmektedir. Yani bir düşmanın yapmadığını hükümet yapıyor. Bu doğadan, bu çevreden hükümetin ne alıp veremediği var anlamak mümkün değil. Ne istiyorsunuz buradan? Taş ocağı bulunmaz bir maden mi? Haçova’nın göbeğinde bir yere taş ocağı ruhsatı vermek akılla, mantıkla, bilimle izah edilecek bir şey değil. Bu talanın tek bir izahı var o da siyasi. Bu nasıl vicdandır? Bu ruhsatı verenin de onaylayanın da buraya gelip taş ocağı açanların da Allah belasını versin. Buranın yanı başında bir taş ocağı var ve neler olduğunu görüyoruz. Taziyeye geldiğimizde, düğüne geldiğimizde tozdan oturamıyoruz. Açılan taş ocakları düğününden cenazesine kadar her şeyi etkiliyor. Daha önce açılan taş ocağı nedeniyle sadece geçen sene 50 kovan arı öldü. Taş ocağı yüzünden Haçova’nın, Seyituşağı’nın o meşhur pestilini üretemeyecekler. Kayısıyı, pestili nereye serecekler? Tamamen siyasi bir karar. Doğayı öldürmeye yönelik bir karar. Buradaki insan yaşamını öldürmeye yönelik bir karar. Eğer bu taş ocağı açılırsa, buradaki yaşam sona erecek. Burada onlarca ev, onlarca bahçe var. İnsanlar yeni yeni buraya bahçe kurmaya başlamışlardı ama hükümet buraya ısrarla taş ocağı açmak için uğraşıyor.” Dedi. “BURASI KİMSENİN BABASININ ÇİFTLİĞİ DEĞİL” Taş ocağının açılmasına tüm köylülerin birlik olarak mücadele etmesi gerektiğini söyleyen Ağbaba, “Bu mücadeleyi bırakmayın. Burası hiç kimsenin babasının çiftliği değil. AKP Milletvekillerine sesleniyorum. Sizin burayla ne alıp veremediğiniz var? Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Taş bulunmayan bir şey mi? Açılacak başka yer yok mu? Bir sürü dağ var dağ başı var. İlla ki zorunluysa oraya açın. Bu işe evet diyenlerin Allah’tan falan korkusu yok. Biz hep beraber birlik olacağız ve bu taş ocağına izin vermeyeceğiz. Köylüler yeter ki birlik olsun, ruhsatı alsalar bile buradan geçmelerine izin vermeyeceğiz. Ben buradayım, sizin yanınızdayım.” ifadelerini kullandı. “HODRİ MEYDAN: EĞER 13 BİN AĞAÇ KESİLMİŞSE BEN İSTİFA EDECEĞİM AMA 150 BİN AĞAÇ KESİLDİYSE SEN İSTİFA ET” AKP’nin doğa katliamı yapmayı alışkanlık haline getirdiğini belirten Ağbaba, “Sadece Malatya’da değil tüm Türkiye’de ömrümüz çevre mücadelesiyle geçiyor. Kaz Dağları’ndaki vahşeti, orada işlenen cinayeti hepiniz görüyorsunuz. Çevre Bakanı 13-14 bin ağacın kesildiğini söylüyor. Bunu söylerken insan biraz olsun utanır, biraz olsun yüzü kızarır. Daha 2 gün önce biz oradaydık. Gel beraber gidelim Çevre Bakanı! Eğer 13 bin ağaç kesilmişse ben istifa edeceğim ama 150 bin ağaç kesildiyse sen istifa et. Ya da en azından utan biraz. Kaz Dağları’nda hiçbir şey kalmamış. 200 bine yakın ağaç katledilmiş. Katledilen sadece ağaç da değil, börtüsü böceği, ceylanı oradaki tüm doğal yaşam tamamen katledilmiş. Daha hala utanmadan televizyonlara çıkıp ‘Böyle bir şey yok.’ Diyorlar. Kaz Dağlarında cinayet var. Maalesef Kaz Dağları bir şirket eliyle yok ediliyor. Hani ‘Çanakkale geçilmez’ diyorduk ya. Hani düşmana karşı Kürdü, Türkü, Malatyalısı, Çanakkalelisi siper durdu düşmanı geçirmedi ya. Bugün Çanakkale’de düşman geçiyor. Çanakkale şu an düşman işgali altında. Bir Kanadalı firma orayı işgal etmiş durumda. Eğer vatanseversen, eğer milliyetçiysen git Kaz Dağları’ndaki o işgale son ver. Eğer bu ülkeyi seviyorsan gel diren bizimle beraber. AKP Bakanları ve AKP Milletvekilleri o işgalcilerin avukatlığını yapıyor. Utanmaz adamın birisi çıkmış ‘Ağaç kesilmezse masayı, sandalyeyi nasıl yapacağız diyor. Bir diğeri ‘Şimdiye kadar niye müdahale etmediniz diyor. Biz CHP olarak bundan tam 7 yıl önce Meclis’te bu konuyu gündeme getirdik. 2012 yılında söyledik burada bu katliamı yapmadık dedik. Bu hükümetin, bu siyasi anlayışın, çevreyle, doğayla, insanlarla sorunu var. Yoksa insan Allah’tan korkar.” şeklinde konuştu. “İŞ MAKİNELERİNİN ÖNÜNDE YATIN DERSENİZ, VELİ AĞBABA GREYDERİN ÖNÜNDE YATMAYA HAZIRDIR” Haçova’ya taş ocağı ruhsatı verilmesinin vicdanen da ahlaken da yanlış olduğunu belirten Ağbaba şöyle konuştu: “Sayın Vali’yi de göreve davet ediyoruz. O ÇET raporunu görmeden imza atan memurların hakkında da suç duyurusunda bulunacağız. Sen kimsin burayı babanın çiftliği gibi yönetiyorsun! Burası senin çiftliğin değil. Burası bu insanların atalarının, dedelerinin toprağı. Bu insanlar yokluğa ve açlığa rağmen bu topraklarda üzümünü ekiyor, kayısısını ekiyor, hayvancılığını yapıyor, arıcılığını yapıyor. Hala bu topraklardan çocuğuna ekmek çıkarmak için peynirini yapıyor, yoğurdunu yapıyor. Burası iktidarın çiftliği değil, buna da izin vermeyeceğiz. Bu sadece bu mahallenin sorunu değil, bu durum tüm Malatya’yı etkileyecek bir durum. Bundan sonra da her zaman yanınızda olacağız. Burası benim kendi topraklarım, iş makinelerinin önünde yatın derseniz, Veli Ağbaba greyderin önünde yatmaya hazırdır bunu da böyle bilin. Siz de bu mücadeleyi bırakmayın, çocuklarınız için bırakmayın, kendiniz için bırakmayın, aileniz ve geleceğiniz için bırakmayın” Dedi.

Ağbaba Haçova'da Taş Ocağı Açılmasına Tepki Gösterdi

Haçova’da açılan taş ocağının sadece Haçova’yı değil tüm Malatya’yı ilgilendirdiğini söyleyen Ağbaba, “Burada bir taş ocağı açılmasının mantığını anlamak mümkün değil.

Mevcut iktidarın bu bölgeye ve köylülere düşmanlığı var herhalde. Buraya taş ocağı açarak seçimlerin hesabını bu şekilde sormak istiyorlar.” Dedi. Köylülerin yapacağı her eylemde en önde olacağını kaydeden Ağbaba “Doğanşehir’den Arapgir’e, Dedeyazı’dan Pötürge’ye kadar Malatya maalesef talan edilmektedir. Taş ocağı ruhsatı verilerek köyler talan edilmektedir. Yani bir düşmanın yapmadığını hükümet yapıyor. Bu doğadan, bu çevreden hükümetin ne alıp veremediği var anlamak mümkün değil. Ne istiyorsunuz buradan? Taş ocağı bulunmaz bir maden mi? Haçova’nın göbeğinde bir yere taş ocağı ruhsatı vermek akılla, mantıkla, bilimle izah edilecek bir şey değil. Bu talanın tek bir izahı var o da siyasi. Bu nasıl vicdandır? Bu ruhsatı verenin de onaylayanın da buraya gelip taş ocağı açanların da Allah belasını versin. Buranın yanı başında bir taş ocağı var ve neler olduğunu görüyoruz. Taziyeye geldiğimizde, düğüne geldiğimizde tozdan oturamıyoruz. Açılan taş ocakları düğününden cenazesine kadar her şeyi etkiliyor. Daha önce açılan taş ocağı nedeniyle sadece geçen sene 50 kovan arı öldü. Taş ocağı yüzünden Haçova’nın, Seyituşağı’nın o meşhur pestilini üretemeyecekler. Kayısıyı, pestili nereye serecekler? Tamamen siyasi bir karar. Doğayı öldürmeye yönelik bir karar. Buradaki insan yaşamını öldürmeye yönelik bir karar. Eğer bu taş ocağı açılırsa, buradaki yaşam sona erecek. Burada onlarca ev, onlarca bahçe var. İnsanlar yeni yeni buraya bahçe kurmaya başlamışlardı ama hükümet buraya ısrarla taş ocağı açmak için uğraşıyor.” Dedi.

“BURASI KİMSENİN BABASININ ÇİFTLİĞİ DEĞİL”
Taş ocağının açılmasına tüm köylülerin birlik olarak mücadele etmesi gerektiğini söyleyen Ağbaba, “Bu mücadeleyi bırakmayın. Burası hiç kimsenin babasının çiftliği değil. AKP Milletvekillerine sesleniyorum. Sizin burayla ne alıp veremediğiniz var? Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Taş bulunmayan bir şey mi? Açılacak başka yer yok mu? Bir sürü dağ var dağ başı var. İlla ki zorunluysa oraya açın. Bu işe evet diyenlerin Allah’tan falan korkusu yok. Biz hep beraber birlik olacağız ve bu taş ocağına izin vermeyeceğiz. Köylüler yeter ki birlik olsun, ruhsatı alsalar bile buradan geçmelerine izin vermeyeceğiz. Ben buradayım, sizin yanınızdayım.” ifadelerini kullandı. 

“HODRİ MEYDAN: EĞER 13 BİN AĞAÇ KESİLMİŞSE BEN İSTİFA EDECEĞİM AMA 150 BİN AĞAÇ KESİLDİYSE SEN İSTİFA ET”
AKP’nin doğa katliamı yapmayı alışkanlık haline getirdiğini belirten Ağbaba, “Sadece Malatya’da değil tüm Türkiye’de ömrümüz çevre mücadelesiyle geçiyor. Kaz Dağları’ndaki vahşeti, orada işlenen cinayeti hepiniz görüyorsunuz. Çevre Bakanı 13-14 bin ağacın kesildiğini söylüyor. Bunu söylerken insan biraz olsun utanır, biraz olsun yüzü kızarır. Daha 2 gün önce biz oradaydık. Gel beraber gidelim Çevre Bakanı! Eğer 13 bin ağaç kesilmişse ben istifa edeceğim ama 150 bin ağaç kesildiyse sen istifa et. Ya da en azından utan biraz. Kaz Dağları’nda hiçbir şey kalmamış. 200 bine yakın ağaç katledilmiş. Katledilen sadece ağaç da değil, börtüsü böceği, ceylanı oradaki tüm doğal yaşam tamamen katledilmiş. Daha hala utanmadan televizyonlara çıkıp ‘Böyle bir şey yok.’ Diyorlar. Kaz Dağlarında cinayet var. Maalesef Kaz Dağları bir şirket eliyle yok ediliyor. Hani ‘Çanakkale geçilmez’ diyorduk ya. Hani düşmana karşı Kürdü, Türkü, Malatyalısı, Çanakkalelisi siper durdu düşmanı geçirmedi ya. Bugün Çanakkale’de düşman geçiyor. Çanakkale şu an düşman işgali altında. Bir Kanadalı firma orayı işgal etmiş durumda. Eğer vatanseversen, eğer milliyetçiysen git Kaz Dağları’ndaki o işgale son ver. Eğer bu ülkeyi seviyorsan gel diren bizimle beraber. AKP Bakanları ve AKP Milletvekilleri o işgalcilerin avukatlığını yapıyor. Utanmaz adamın birisi çıkmış ‘Ağaç kesilmezse masayı, sandalyeyi nasıl yapacağız diyor. Bir diğeri ‘Şimdiye kadar niye müdahale etmediniz diyor. Biz CHP olarak bundan tam 7 yıl önce Meclis’te bu konuyu gündeme getirdik. 2012 yılında söyledik burada bu katliamı yapmadık dedik. Bu hükümetin, bu siyasi anlayışın, çevreyle, doğayla, insanlarla sorunu var. Yoksa insan Allah’tan korkar.” şeklinde konuştu. 

“İŞ MAKİNELERİNİN ÖNÜNDE YATIN DERSENİZ, VELİ AĞBABA GREYDERİN ÖNÜNDE YATMAYA HAZIRDIR”
Haçova’ya taş ocağı ruhsatı verilmesinin vicdanen da ahlaken da yanlış olduğunu belirten Ağbaba şöyle konuştu: “Sayın Vali’yi de göreve davet ediyoruz. O ÇET raporunu görmeden imza atan memurların hakkında da suç duyurusunda bulunacağız. Sen kimsin burayı babanın çiftliği gibi yönetiyorsun! Burası senin çiftliğin değil. Burası bu insanların atalarının, dedelerinin toprağı. Bu insanlar yokluğa ve açlığa rağmen bu topraklarda üzümünü ekiyor, kayısısını ekiyor, hayvancılığını yapıyor, arıcılığını yapıyor. Hala bu topraklardan çocuğuna ekmek çıkarmak için peynirini yapıyor, yoğurdunu yapıyor. Burası iktidarın çiftliği değil, buna da izin vermeyeceğiz. Bu sadece bu mahallenin sorunu değil, bu durum tüm Malatya’yı etkileyecek bir durum. Bundan sonra da her zaman yanınızda olacağız. Burası benim kendi topraklarım, iş makinelerinin önünde yatın derseniz, Veli Ağbaba greyderin önünde yatmaya hazırdır bunu da böyle bilin. Siz de bu mücadeleyi bırakmayın, çocuklarınız için bırakmayın, kendiniz için bırakmayın, aileniz ve geleceğiniz için bırakmayın” Dedi.  

Güncelleme Tarihi: 08 Ağustos 2019, 13:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER