Artık sıradanlaşan ve sessizce yitip giden hayatları her gün televizyonlarda görmekteyiz. Kim bu kadınlar? Neden yitip giden hayatları görmüyoruz? Daha doğrusu ellerimizi düşüncelerimizi bağlayıp oturuyoruz. Kendi kardeşimize eşimize yapılsa ne yaparız sorusunu artık geçiyoruz…gördüğümüz halde bir şeyler yapamıyoruz.
Kadının en doğal hakkı olan yaşamayı bile elinden alarak kadınları yaşama küstürüyoruz her geçen gün ..Kaldı ki sadece şiddet değil taciz ediliyor. Bu sadece cinsel manada bir taciz değil ;sözlü, elle, gözle de bir tacizdir. Peki ne yapıyoruz ? Her zaman tepki koyan bulmak zordur. Bir kadın sokakta darp edilir; aile deriz kimi zaman karışmamak en iyisi gibi gelir. Aile denen kurum sorunları içinde usulünce çözen bir yerdir eğer o dışarı da göz önünde şiddet ile çözülmeye çalışıyorsa orada müdahale etmek gerekir. Münevver’den Leyla’ya neden hiç bir şey değişmedi? Değiştirmeye fırsat mı bulamadık? Yoksa zihinlerde yeni leylalara yer mi açacağız. Hiç mi duymadık seslerini , yardım çığlıklarını, çocukların yalvarmalarını…Biz gerektiği yerde gereken müdahaleyi yapmadığımız için oluyor bütün bunlar.
Bir kadın sadece şiddet , taciz, cinayet ile gündeme gelmemeli. Bir kadın hayata olan mücadelesi ile onca olanaksızlıklara rağmen bu ülke için mehmetcik yetiştirmesi ile çocuklarını zorluklara rağmen millete yararlı bir evlat yetiştirmesi ile gündeme gelmeli. Kadın, kadın olduğu için sıradanlaşan bir cinayet manşeti değildir. Bu zamanda herkes sıradan bir olay gibi baktığı kadına yönelik olaylar da konuşmak serbest , yorum yapmak , ölçüp biçmek serbest amma velakin olması gerektiği yerde susar, duymaz, görmez , bilmezler …
Bir kadın ister sevgiliniz , kızınız, sınıf arkadaşınız, nişanlınız ,anneniz olsun kimse onlara sınırsız garanti belgesi olan bir alış veriş ürününe sahipmiş gibi davranamaz davranmamalıdır. Kim olursa olsun birinde susarsa gün gelir birileri de onlarda susar görmemezlikten gelir
Habibe Ödemiş