Kendi kendine yeten ülkeyken şimdi Ukrayna ve Rusya’dan buğday getirmeye çalışıyoruz
CHP’li Veli Ağbaba artan girdi fiyatları nedeniyle gıda krizinin her geçen gün arttığını söyleyerek şunları ifade etti:
Türkiye’de hem tarım hem hayvancılık büyük sorunlarla karşı karşıya. Bunu bize pandemi de gösterdi. Özellikle gıdada dışa bağımlıysanız ülkede kriz var demektir. Biz yıllardan beri üretimden kopmuş durumdayız. Daha önce kendi kendine yeten bir ülkeyken şimdi saman, buğday dahil her şeyi ithal eder durumdayız. Şimdi Ukrayna ve Rusya’yla anlaşıp buğday getirmeye çalışıyoruz. Bununla bir de gurur duyuyoruz. Şimdi farklı açıklamalarla bunun üzerini örtmeye çalışıyorlar. “Türkiye ihracat yapıyor, ondan ithalat yapıyor” diyorlar. Türkiye önceden de ithalat yapıyordu ama temel ürünleri de üretiyordu. Bunun sebepleri var. Artan girdi fiyatları, tarımın ekonomiye yükmüş gibi gösterilmesi, yaylaların yok edilmesi, köylerin boşaltılması gibi nedenleri var. Biz hem 2015 hem 2018 seçimlerinde çiftçilerin kullanmış olduğu mazottan ÖTV alınmaması gerektiğini söylüyorduk. Bir kez daha söyleyeyim biz iktidara geldiğimizde çiftçinin kullanmış olduğu mazottan ÖTV ve KDV almayacağız.
Üreticilerimiz bir hayvanı satarak diğer hayvanı beslemek zorunda
Yanlış politikalar nedeniyle enerji fiyatları, temel girdi fiyatları artmış durumda. 2021 yılında çiğ süt satış fiyatı 2,9 iken 50 kg yem fiyatı 140 TL, saman 85 kuruş, yonca 1,70 TL, mazot ise 8 TL ’idi. Bugüne geldiğimizde çiğ sütün fiyatı 8,5 TL, süt yemi 50 Kg 360 TL, saman 2,3 TL, yonca 3,5 TL ve mazot ise 26 TL’ye ulaşmış durumda. Bu artan maliyetler karşısında üreticiler sürekli zarar ediyor. Ne yazık ki artan maliyetler nedeniyle üreticiler damızlık hayvanlarını kesime gönderiyorlar, yasak olmasına rağmen kesime gönderiyorlar. Ne yazık ki üreticilerimiz bir hayvanı satarak bir diğer hayvanı beslemek zorunda kalıyorlar. Hatta daha ilerisini söylememiz gerekirse hayvanı beslemek insanı beslemekten daha zor hale gelmiş durumda. Maalesef tarım bakanlığının kullanmakta olduğu veritabanı güncel olmamasından dolayı hayvan sayısı gerçekte olduğundan yüzde 20 daha fazla görünmektedir.
Üretici desteklenmediği müddetçe gıda fiyatları artmaya devam edecek
Marketlerde süte çip takıldığını görüyoruz. Siz üretimi desteklemediğiniz sürece ülkedeki gıda fiyatlarını düşüremezsiniz. Eğer teşhisi yanlış koyarsanız örneğin; gıda fiyatlarının artışını marketlerden bilirseniz bu sorunu çözemezsiniz. 2018 seçimleri döneminde soğan depoları basılıyordu, tanzim satış çadırları kuruluyordu. Ne yazık ki o dönemde teşhis yanlış konulduğu içinde çözüm bulunamadı. Şimdi de siz temel girdi maliyetlerini düşürmezseniz, gıda fiyatlarını düşüremezsiniz. Gübreyi düşürmezseniz, mazota düşürmezseniz, elektriği düşürmezseniz, zirai ilaçların fiyatlarını düşürmezseniz bu fiyatlar artmaya devam edecek. Et fiyatlarının artmasındaki sebep üreticilerin değil sebep senin politikan. Sen yemi 360 liraya verirsen, gübreyi dört kat arttırırsan, mazotun fiyatı üç kat fazla artar ise bu ürünleri vatandaşa ulaştıramazsın. Ayrıca ne yapıyor iktidar, et fiyatlarını düşürebilmek için Et ve Süt Kurumu araçlığıyla et satıyor. Yapması gereken şey tarımda ve hayvancılıkta kullanılacak olan ürünlerden vergi almayacaksın. Cumhurbaşkanı aç falan yok diyor. Birleşmiş Milletlerin açıklamış olduğu verilere göre Türkiye’de 14 milyon 800 bin kişi yeteri kadar beslenemiyor. Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı’nın gerçek zamanlı verileri, 82,3 milyon nüfuslu Türkiye’de 5 yaş altı çocukların yüzde 1,7’sinin akut yetersiz beslenme, yüzde 6’sının ise kronik yetersiz beslenme yaşadığını gösteriyor. Tekrar burada söylüyoruz çiftçiye, hayvancılık yapana destek vermezsen maalesef gıdaya da erişim zor olacak. Gıda krizi yaşamamanın tek yolu çiftçiye ve hayvancılıkla uğraşan üreticilere destek olmaktır.
Utanmasalar 1929 dünya ekonomik buhranı nedeniyle enflasyon yüksek diyecekler
Şimdi yeni bir söyleme başladılar, bu ekonomik krizden hiç kendilerinin suçu yokmuş gibi 2103’teki gezi olaylarına bağlıyorlar. Utanmasalar 1929 Ekonomik Buhranına bağlayacaklar. Utanmasalar 1929 dünya ekonomik buhranı nedeniyle Türkiye’de enflasyon yüksek diyecekler. Dünyada en yüksek 6. Enflasyona sahip ülkeyiz, Her türlü baskılanmaya rağmen dünya da en yüksek faiz oranlarına sahip ülkeyiz. Ülkemiz ne yazık ki bu kötü yönetimin elinin altında ezilmeye devam ediyor.
Süt ürünleri ileride eczanelerde reçete ile alınabilecek duruma gelecek
Malatya Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Ergün Günaydın ise şunları açıkladı:
Tarım ve hayvancılık sektörü son zamanlarda çok büyük bir sıkıntı içerisinde. Buna rağmen genelde aile türü işletmeler her ne kadar girdileri çok yüksek olmasına, zarar etmiş olmasına rağmen hayvancılığı bırakmıyor. Hayvanlarını ellerinden bırakmamak için tüm imkânlarını seferber ediyor. Hem ülke ekonomisine hem kendi ailesine katkı sağlamak için çaba sarf ediyor. Üreticiler eğer biz bu sektörü bıraktığımız zaman bu sektör çok büyük bir pazar haline gelecek, süt ve süt ürünlerini bu sefer dışarıdan çok daha yüksek fiyatlara alacaklarını söylüyorlar. Bu ürünler neredeyse ileride eczanelerde reçete ile alınabilecek duruma gelecek. Özellikle son dönemdeki enflasyon artışı ve girdi maliyetlerin artması özellikle fabrika ve süt yemlerinin fiyatlarında yaşanan yüksek artış karşısında üreticiler olarak dayanamıyoruz.
Ödemeleri olan yetiştiricilerimiz hayvanlarını satmak zorunda kalıyor
Artık üreticiler olarak bitme noktasına gelmiş durumdayız. Yazın sıcağında bir kar nasıl eriyorsa şu anki politikalar nedeniyle beslenen her hayvandan biri birini yemektedir. Bir hayvanı satıp diğer hayvana yem almak zorunda kalıyoruz. Sonuç olarak eldeki mevcut hayvanlar bu şekilde azalıyor. Ödemeleri olan yetiştiricilerimiz hayvanlarını satmak zorunda kalıyor. Gebe olup olmadığına bakılmaksızın hayvanlarımız kesime gönderiliyor. Gece gündüz demeden çalışan, emek veren bu üreticilerimize destek verilmesi gerekiyor. Yanlış politikalardan derhal vazgeçilmeli. Hatta bakanlığın et ithalatı ile ilgili bir çalışma yapmakta olduğunu duymaktayız. Besili hayvan ithalatı ile ilgili izin verileceğini duymaktayız. Bu da üretici daha zor durumda bırakacak.