CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Meclis İdare Amiri Kadim Durmaz, Tunceli Milletvekili Polat Şaroğlu ve Arapgir Belediye Başkanı Haluk Cömertoğlu ile birlikte Başbağlar Katliamı’nın 26. Yıldönümü nedeniyle düzenlenen anma programına katıldı. Başbağlar’da yaptığı konuşmada Başbağlar Katliamı’nın faillerinin hala bulunamamasını eleştiren Ağbaba, adaletin sağlanması için siyasilere de önemli görevler düştüğünü belirtti.
“BAŞBAĞLAR’IN ACISINI 82 MİLYON YURTTAŞIMIZ PAYLAŞIYOR”
Konuşmasına, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun selamlarını ileterek başlayan Ağbaba şöyle konuştu:
“Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu sizlere sevgi ve selamlarını iletmemi, acınızı yüreğinde hissettiğini özel olarak ifade etmemi istedi. Öncelikle şunu bilmenizi isterim; canınız canımızdır, acınız acımızdır. Başbağlar dillerin tutulduğu, gözlerin yaşardığı, kelimelerin boğazımıza düğümlendiği yerdir. Milletimizin ortak acısının, ortak yasının adıdır. Emin olun ki Başbağlar’daki acıyı Edirne’den Ardahan’a, Malatya’dan Manisa’ya, Zonguldak’tan Sivas’a 82 milyon yurttaşımız paylaşıyor. İşte bunun sayesinde Türkiye her şeye rağmen kardeşlik ve barış iklimini koruyor. 5 Temmuz 1993 tarihinde Başbağlar’da hain terör örgütü tarafından gerçekleştirilen katliamı hiçbir zaman unutmadık, unutmayacağız. Hepimiz görüyor ve biliyoruz ki, Başbağlar Katliamı tarihimizin en kahpe, en alçak saldırılarından biridir. Bugün yaşadığımız acıyı anlatmaya kelimeler yetersiz kalır. Başbağlar katliamı sadece katliam değildir. Başbağlar katliamında bir köy, bir tarih, evler, araçlar, hayvanlar tamamen yok edilmek istenmiş, biri çocuk, biri kadın toplam 33 kişi katledilmiştir.” dedi.
“İNSANLIK, 2 TEMMUZ’DA YAKILDI; 5 TEMMUZ’DA KURŞUNA DİZİLDİ”
Sivas’ı ve Başbağlar’ı; aynı duygularla, acıyla, andıklarını belirten Ağbaba, “Başbağlar, ülkemizdeki katliamların ne ilki ne sonuncusu. Türkiye, son yıllarda maalesef katliamlar ülkesi olarak anılmaya başladı. 1993 tarihinde de 2 büyük katliam birden yaşadık. İnsanlık, 1993 yılının 2 Temmuz’unda yakıldı; 5 Temmuz’unda kurşuna dizildi. Sivas’ta 33 aydınımız yanarak can verdi,3 gün sonra Başbağlar’da 33 yurttaşımız kurşuna dizilerek katledildi. Sivas’ı ve Başbağlar’ı; aynı duygularla, acıyla, yüreğimiz kanayarak anıyoruz. Bizim gözümüzde bu katliamlar biri ateşle biri kurşunla işlenmiş iki insanlık suçudur. Sivas bizim yürek yangınımız, Başbağlar ise kurşun yaramızdır. Acıları ayrıştırmak ve acıları yarıştırmak hiçbir vicdanla bağdaşmaz.” ifadelerini kullandı.
“BİZ SİYASETÇİLERİN BAŞBAĞLAR’A BİR BORCU VAR”
Başbağlar Katliamı’nın üzerinden geçen 26 yıla rağmen faillerin bulunamamasını eleştiren Ağbaba şunları söyledi: “Katliam tanıkları, yakınlarını kaybedenler ‘Çalmadığımız kapı, gitmediğimiz makam kalmadı ama bugüne kadar sonuç alamadık’ diyorlar. 1998 yılında Başbağlar katliamı takipsizlikle kapandı. Daha sonra köy sakinleri adalet arayışlarına devam ettiler, Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Hakları Komisyonu’nda yaşadıklarını anlattılar. Ancak bir türlü istedikleri sonuca ulaşamadılar. 26 yıldır ağlayan gözlerinize, kanayan yüreğinize tüm Türkiye tanıklık etti. Ama katliam bir türlü aydınlatılamadı. Bu noktada biz siyasetçilerin Başbağlar’a bir borcu var. Sizlerin huzurunda söz veriyoruz. Başbağlar Katliamı’na dair gerçeklerin ortaya çıkması için elimizden geleni yapacağız. Arkadaşlarımızla birlikte Mecliste bir kez daha Araştırma Komisyonu kurulması için önergemizi sunacağız.” dedi.
“BU SIR PERDESİNİN ARALANMASI İÇİN ÇALIŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Konuşmasının son kısmında barış, kardeşlik ve hoşgörü vurgusu yapan Ağbaba şöyle konuştu:
“Başbağlar 26 yıldır acısını kalbine gömerek bu büyük katliama rağmen hoşgörü ve kardeşlikten vazgeçmeyerek, barıştan taviz vermeyerek, tüm Türkiye’ye ciddi bir mesaj veriyor. Başbağlar’da var olan ve ülkemizin her köşesinde hakim olan bu anlayış sayesinde ülkemizin Suriye, İran, Irak olmadığını düşünüyorum. Gizli bir el tarafından Sivas, Başbağlar, Reyhanlı, Ankara Gar ve daha pek çok katliamın üzerine sır perdeleri örtüldü ve bu sır perdesi hiç açılmadı. Bizler bu sır perdesinin aralanması için çalışmaya devam edeceğiz. 26 yıl önce bir gece yarısı, masum, çaresiz insanları katledenlerin mutlaka hesap vermesi gerekiyor ve bunun için çaba göstereceğiz. Bu duygularla,26 yıl önce katledilen 33 Yurttaşımıza bir kez daha Allah’tan rahmet diliyor, anıları önünde saygıyla eğiliyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. 21 yıl önce masum insanları katleden hem katilleri hem de onların arkasındaki gücü hepimizin bulması gerekiyor. Bulalım ki burada Başbağlar’da acımız biraz daha hafiflesin.” dedi.
Bülten