5. Uluslararası Bölgesel Kalkınma Konferansı başladı
5. Uluslararası Bölgesel Kalkınma Konferansı başladı
GÜNCEL
Malatya Valiliği, Malatya Turgut Özal Üniversitesi ve Fırat Kalkınma Ajansı işbirliği ve katkıları ile düzenlenen 5. Uluslararası Bölgesel Kalkınma Konferansının açılışı yapıldı. Anemon Otel’de gerçekleşen açılış törenine Vali Aydın Baruş, AK Parti Malatya Milletvekili Öznur Çalık, Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili selim Pilten, Pütürge Belediye Başkanı Mikail Sülük, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü Kalkınma Ve Yapısal Uyum Daire Başkanı Dr. Fatih Gökyurt, Fırat Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Abdulvahap Yoğunlu, Ticaret Borsası Başkanı Ramazan Özcan, kamu kurum ve kuruluş yöneticileri, STK temsilcileri, akademisyenler ve konferansa bildiri sunumu yapan yaklaşık 200 bilim adamı katıldı. -8 ÜLKEDEN KATILIM VE 202 SÖZLÜ BİLDİRİ Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İsmet Yılmaz, konferansın Fıat Klakınma Ajansı’nın faaliyet gösterdiği Malatya, Elazığ, Tunceli ve Bingöl illerinde 2 yılda bir düzenlendiğini belirterek, “Malatya Turgut Özal Üniversitesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen Uluslararası Bölgesel Kalkınma Konferansında 8 farklı ülkeden araştırmacıların yer aldığı toplam 202 sözlü sunum gerçekleştirilecektir.” bilgisini verdi. Fırat Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Abdulvahap Yoğunlu ise konuşmasında, “Bugün de bölgemizin en genç Üniversitesi olan Malatya Turgut Özal Üniversitesi ile 5.Uluslararası Bölgesel Kalkınma Konferansını düzenlemenin mutluluğunu yaşıyoruz. Bildiğiniz üzere, Bölgeler arası ve bölge içi sosyo ekonomik gelişmişlik farkları dünyanın birçok ülkesinin en önemli meselleri arasında yer almaktadır. Bu durum bölgesel gelişmeyi, kalkınmayı sürekli ülkelerin temel politikaları içinde yer almasına neden olmaktadır. Ülkemizde yerel ve merkezi düzeyde politikalarımızın ana dokümanı olan 11. Kalkınma planında da önemli şekilde yer almaktadır. 11. Kalkınma Planımızda da işaret edildiği üzere, bölgesel gelişmenin temel amacı, bölgelerimizi yeniliğe ve işbirliğine dayalı şekilde yerelin imkân ve kabiliyetlerini yönetişim temelinde geliştirerek dönüştürmek ve böylece ülkemizin dengeli kalkınmasına azami katkıyı sağlayarak, bölge içi ve bölgeler arası gelişmişlik farklarını azaltmaktır. Bu çerçevede gelişmekte olan bölgelerde kentsel ve sınai altyapıların geliştirilmesi, gelişme potansiyeli haiz sektörlerde istihdamın artırılması ve yaşam kalitesinin yükseltilmesi çeşitli mekanizma ve enstrümanlar ile desteklenmektedir. 11. Kalkınma Planı'nda Kalkınma Ajanslarımız, bölgede ilgili paydaşlar ile tasarlayacakları sonuç odaklı programlar kapsamında, yerel düzeydeki kurumların kapasitesinin geliştirilmesi, özel sektörün kurumsallaşması, sürdürülebilirliği ve verimliliğinin artırılması, gibi özel ve odak alanlarda faaliyetler yürütecekler.” ifadelerini kaydetti. -“ YERELDE BİR KALKINMA VİZYONUNUN, BİLİNCİNİN ORTAYA ÇIKTIĞINI GÖRÜYORUZ" Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü Kalkınma Ve Yapısal Uyum Daire Başkanı Dr. Fatih Gökyurt, “Günümüzde bölgesel kalkınma alanına baktığımızda hakikaten çok sektörlü, çok tema ihtiva eden bir alan olarak ortaya çıktı. Tabi bölgesel kalkınmanın ulusal kalkınmaya mekânsal perspektifle dahil edilen bu çerçevede bakan anlayışın günümüzde giderek daha önemli bir hale geldiğini görüyoruz. Özellikle kentlerin ve kentleşmenin ciddi bir dinamik haline geldiği ve küresel ekonomik gelişmelerden gelen değerlerin kentleşme süreçlerin daha önemli bir hale geldiği bir dinamik çerçeve içerisinde bölgesel kalkınma daha önemli ve daha güncel bir hale geliyor. Bu anlamda tabi bölgesel kalkınmada başarıyı yakalamak için tüm aktörlerin birlikte hareket etmesi gerektiğini söyleyebiliriz. Kamu tarafı, özel sektör, sivil toplum kuruluşları ile akademisyenlerin birlikte çalışması olmadan bu alanda tam olarak başarıyı sağlamak mümkün değil. Ülkemizdeki geçmişine baktığımızda bölgesel kalkınma anlamında meseleyi tabi KİT”lerin kuruluşuyla başlatabiliriz. Ama günümüze geldiğimizde artık sadece kamunun müdahalelerinden ibaret olmayan özel sektörü de, sivil toplumu da, akademiyi de işin içine dahil eden bir yaklaşımın daha geçerli ve önemli olduğunu görüyoruz. Aslında Kalkınma ajanslarımız da bu sürecin ve bu anlayışın bir yansıması olarak kuruldu. 10 yıllık sürece baktığımızda da hakikaten kalkınma ajanslarımızla birlikte yerelde bir kalkınma vizyonunun, bilincinin ortaya çıktığını görüyoruz. Bu bizim için ülkemiz adına gayet olumlu sevindirici bir gelişme.” İfadelerini kullandı. -“8 İLÇE MYO’SU İLE MODEL BİR ÜNİVERSETİYİZ” Açılışta konuşan Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, “8 ayrı ilçesinde meslek yüksekokulu bulunan bir üniversite olarak bu durum için bir modeliz. Evet, ilçelerde imkansızlıklar var, öğrenciler istedikleri sosyal hayatı, kültürel hayatı belki de yaşayamıyor ama her yönüyle kalkınmış bir Türkiye için bu modeli yaşatmak durumundayız. Fabrikaları bir bölgeye, büyük yatırımları bir başka coğrafi bölgeye, üniversitelerin de tüm birimlerini il merkezlerine taşıma stratejisinden kurtulmalıyız. Bölgelerimizi boşaltırsak, ilçelerimize yatırımları götürmezsek sürdürülebilir ve adil bir kalkınmayı nasıl sağlayacağız? Bakınız; 8 ayrı ilçede 8 ayrı meslek yüksekokulunun bulunmasının en büyük sıkıntısını yakından yaşayan bir üniversite rektörü olarak söylüyorum; kalkınmayı yerelden başlatacaksak, ilçelerimizin eğitim altyapısını ihmal edemeyiz. Yine bir rektör olarak söylüyorum; üniversiteler tatil merkezleri, turizm gezi merkezleri değildir, eğitim alt yapısı hazır olan ülkenin her bölgesinde gençler gidip eğitimini alabilmeli. Üniversitelere ilçelerde gelişimin ve değişimin lokomotifi olmalı. Malatya’nın ikinci devlet üniversitesi olan Malatya Turgut Özal Üniversitesi, mevcut hizmet verdiği Battalgazi’deki Tarım kampüsü ile Yeşilyurt’taki Beylerderesi olmak üzere 2 büyük kampüsü bulunuyor. Yeşilyurt Beylerderesi kampüsümüzde yeni fakülte çalışmalarımız başladı. İl merkezinin bir bölgesinde kampüs içinde kalmış bir üniversite modelinden şehir merkezinde 2, ilçelerde de 8 olmak üzere 10 ayrı noktaya dağılmış bir şehir üniversitesiyiz. Üniversitemiz yaklaşık 5 bin öğrencisi ve 140 akademisyen kadrosu ile eğitim ve araştırma faaliyetlerini sürdürüyor. -“ PROBİYOTİK KATKILI KAYISI EKSTRESİ’NİN ÜRETİM İZNİ ALDIK” “Malatya Turgut Özal Üniversitesi, yükseköğretimde ülkemizin istikbali ve istikrarı için bilim üretmeyi görev edinmiştir” ifadesini kaydeden Rektör Prof. Dr. Karabulut, “Acı kayısı çekirdeğinin kanseri önleyici ve tedavi edici etkileri ne yönelik araştırmam üzerine Tarım ve Orman Bakanlığından Probiyotik Katkılı Kayısı Ekstresi’nin üretim izni aldık. Uluslararası patenti de bana ait olan bu ürünümüzü Malatya’da, kendi üniversitemizin bünyesinde üreteceğiz. Hem çiftçimizin acı kayısı çekirdeğinin değerlenmesine katkı sunacağız, hem de geliri üniversitemiz öğrencilerine burs olarak verilecek. Yine; Malatya’da sağlık alanında önemli bir çalışma yürütüyoruz üniversite olarak. Ülkemizin ve coğrafyamızın Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp konusunda hem eğitim, hem bilimsel araştırma ve hem de uygulama merkezi olma hedefini ortaya koyduk. Kayısının sağlık yönü için Kayısı ve Ürün Geliştirme Uygulama Araştırma Merkezi, Hippoterapi için Atçılık ve Atlı Sporları Uygulama ve Araştırma Merkezi, arı ürünlerinin apiterapi uygulamalarında kullanılması ve araştırmaları için Arı ve Arı Ürünleri Geliştirme, Uygulama ve Araştırma Merkezini ve bilimsel ve teknik alt yapı için Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulama ve Araştırma Merkezimizin kuruluşlarının tamamladık.” Diye konuştu. -“GÜNÜMÜZDE ÖNCELİKLİ İHTİYAÇ BİLGİ VE BİLGİ SERMEYESİDİR” Rektör Prof. Dr. Karabulut şöyle devam etti; “Sürdürülebilir kalkınma da toplumun ekonomik, kültürel, sosyal ve teknolojik alanlarda yaşam kalitesini yükseltmek için günümüzde öncelikli ihtiyaç bilgi ve bilgi sermeyesidir. Dünyada toplumsal, ekonomik ve teknoloji alanlarında yaşanan değişimler ve gelişimler bilgi ekonomisini sürdürülebilir kalkınmada önemli bir oyuncu yapmıştır. Bilgi ekonomisi ve bilgi teknolojisi ekonomik kalkınma için artık bir araç olmuştur. Eğer bilgi ve iletişim teknolojilerini üretebiliyorsanız ve en önemlisi de ürettiğiniz bilgi ve iletişim teknolojilerini kabullendirebiliyorsanız bölgesel ve küresel bir rekabette varsınız demektir. İstikrarlı büyüme, nitelikli istihdam ve üretimde verimlilik bilgi ve iletişim teknolojilerini sürdürülebilir kalkınmanın ana temeli yapmalıyız. Yetişmiş insan gücü, yetişmiş kalifiye insan gücümüz bundan dolayı çok önemli. Bakınız; bilgi teknolojileri bugün dünyada stratejik bir güç olarak kullanılıyor. Çok kısa bir süre önce Amerika ile Çin’i karşı karşıya getiren cep telefonu markaları yada modelleri değildi. Amerika ve Çin’i karşı karşıya getiren Telekomünikasyon pazarı da değildi. O iki ülke bilgi teknolojileri ve bilgi ekonomileri için karşı karşıya geldiler. Olay, Çin’de ve Amerika’da cep telefonu üretimi yapan iki ayrı şirketin sorunu değil, iki ülkenin bilgi teknolojisindeki stratejik hedeflerinin güç kavgasına dönüşmesiydi. Sürdürülebilir kalkınmaya bu pencereden de bakmaktan da yarar var. Şu konuya da değinmek istiyorum; ekonomik büyüme sağlanırken, toplumun sosyal ve kültürel kalkınması göz ardı edilmemeli. Ekonomik büyüme; yaşam kalitesini artırırken, insanı ahlaki ve kültürel yönlerden yoksun bırakmamalı. O nedenle ekonomik kalkınma, sosyal ve kültürel kalkınma ile paralel gerçekleşmeli. Kalkınmada en önemli unsur insan gücüdür. İnsan gücünün yetiştirilmesinde en büyük etken ve lokomotif ise üniversitelerimize düşmektedir. Bundan dolayı; üniversitelerimiz, toplumumuza yaşam boyu öğrenme kültürünü her alanda tüm bireyleri kapsamayacak şekilde ana hedef olarak belirlemelidir.” -“BEN BU İŞİ YAPACAĞIM” DİYEN BİR GENÇLİK ÜLKEMİZİN İSTİKBALİ İÇİN ÇOK ÖNEMLİ” Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, “Üniversitelerimiz; öğrencileri bilgi ile donatırken, tecrübe sahibi yapmalı ve dünya ile yarışta olduğunun farkında olabilmeli. ‘Ben yarın ne iş yapacağımı’ sorusuna cevap verebilen bir gençlik istiyoruz. Mezun olduklarında “Ben bu işi yapacağım” diyen bir gençlik ülkemizin istikbali için çok önemli. Bu iki soru cevapsız kaldığı takdirde sürdürülebilir kalkınmayı değil sağlamak başlatmak bile imkansızdır. Bu nedenle, “Ben fakülteyi yada meslek yüksekokulunu bitirdiğimde ne iş yapacağım” sorusunun cevabını öğrenci bilmelidir. O sorunun olumlu yönden cevabı olabilmelidir. Şu noktada çok önemli; sürdürülebilir kalkınma için gençliğimiz geleceğini planlarken vatan ve bayrak sevgisini de mutlaka bilmelidir. Çünkü kalbi vatanı ve milleti için atmayan bir nesil ülkesinin geleceği için üretemez. Ülkemizin ve milletimizin 2023, 2053 ve 2071 hedeflerinin gerçekleşmesi, donanımlı, geçmişini bilen, bugününe hakim olan ve geleceği ise planlayabilen bir gençlik ile mümkündür.” İfadelerini kaydetti. -“ BİZ BÖLGEMİZDE RAKİP DEĞİL, EKİP İSTİYORUZ” AK Parti Malatya Milletvekili Öznur Çalık ise yaptığı konuşmasında; “Kalkınma yerelden başlar’ sözü herkes için çok önemli. Tüm dünya sürdürülebilir bir kalkınmadan bahsediyor. Birleşmiş Milletlerin kurulduğu bir andan itibaren tüm dünyada kalkınabilir hedefler koymuş vaziyetteler. N e kadar başarı sağlandı, dönüp buna bakmak lazım. 2000 yılında Birleşmiş Milletlerin 197 ülke tarafından imzalanan Bin Yıl Kalkınma Hedefleri 2015 yılında son buldu. 2015 yılında Bin Yıl Kalkınma Hedeflerinde özellikle Türkiye’nin katlettiği yol tüm dünya tarafından alkışlandı. Eğitimden aldığımız yol çok önemliydi, kız çocuklarımızın okullaşma oranları çok önemliydi, anne-bebek ölüm oranlarının düşürülmesindeki başarı çok önemliydi. OECD ülkelerinin 30 yılda katletmiş olduğu yolu Türkiye 15 yılda aldı. Bin Yıl Hedefleri 8 başlık altında hazırlanmıştı ve Türkiye hedeflere en erken ulaşan ülkeler içerisindeydi. Son 17 yıllık AK Parti iktidarları süresince yapmış olduğumuz çalışmalar, siyasi istikrarın beraberinde getirmiş olduğu ekonomik istikrar, kalkınmanın en önemli gerçekleşmesine vesile olan konulardı. 2015 yılında BM bu kez yeni bir hedef koydu, Sürdürülebilir Kalkınmaydı. 203 ılı sürdürülebilir kalkınma içinde 197 ülke, hemde ülkemiz bununla ilgili önemli adımlar attı. Atmaya devam ediyor. Bunlardan bir tanesi de bölgeler arasındaki frakı ortadan kaldırmak için kurulan Kalkınma Ajanslarıdır. Kalkınma Ajansları hem sivil toplum örgütlerinin, hem özel sektörün, hemde kamunun ortaklaşa birlikte yapmış olduğu çalışmaların incelendiği raporlandığı, projelerinin desteklendiği kurumlar haline geldi. Biz bölgemizde rakip değil, ekip istiyoruz. Kalkınma ajanslarına 2019 yılında tahsis edilen ödenekler netleşmiş bulunmaktadır. Kalkınma ajanlarına 2019 yılı transfer ödeneği 331 milyon 755 bin TL olarak öngörülmüştür.” dedi. -“ YEREL OLANI KÜRESEL, KÜRESEL OLANI YEREL BOYUTTA DÜŞÜNME VE HAREKETE GEÇME ANLAYIŞINI BENİMSEMELİYİZ” Vali Aydın Baruş, “8 yıl önce Malatya'da ilki gerçekleştirilen Uluslararası Bölgesel Kalkınma Konferansın yeniden Malatya'da, Turgut Özal üniversitesi ve Fırat Kalkınma Ajansı ev sahipliğinde düzenliyoruz. Sınırların ötesini düşünmeyi gerekli kılan küreselleşmeyle birlikte yerel olanı küresel, küresel olanı yerel boyutta düşünme ve harekete geçme anlayışını benimsemeliyiz. Dünya ölçeğinde azalmakta olan kaynakların gelecek nesillere aktarılması ve kalkınmanın sürdürülebilirliği öncelikli hale getirmiştir. Cumhurbaşkanımızın ülkemizi temsil ettiği New York'ta bu günlerde gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler 74. Genel Kurulu Genel Görüşmelerinin en önemli temalarından biri de kalkınmanın sürdürülebilirliği konusudur. Bölge içi ve bölgeler arası gelişmişlik farkları ülkemizin aşılması gereken en önemli sorunlarından biri. Bölgesel gelişmişliğin ötesinde bölgesel rekabetçilik kavramının tartışıldığı günümüzde, ülkemizin dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girebilmesi için bütün beşeri kaynaklarımızla ile topyekün hareket ederek çalışmak zorundayız. Türkiye’nin 11. Kalkınma Planında işaret edilen 2023 hedeflerine ulaşmamız için, hepimize büyük görevler düşüyor. Dünyada yaşanan çok yönlü dönüşüme paralel olarak kalkınma alanında da çağa ayak uyduran yaklaşımlara ihtiyaç duyulmaktadır. Bölgesel ve ulusal kalkınmaya ivme kazandıracak yeni paradigmaların üretilmesi büyük önem arz etmektedir. Bu amaç doğrultusunda bilimin uygulamayla birleştirilmesinin önemine inanan Ajansımız ve Üniversitemiz tarafından Dünya ve Türkiye deneyimlerini dikkate alarak bölgesel kalkınma alanındaki yaklaşımları incelemek ve bu yaklaşımların ülkemizdeki kurumlar tarafından yaygınlaştırılmasına katkıda bulunmak amacıyla düzenlenen 5.Uluslararası Bölgesel Kalkınma Konferansı kapsamında; akademisyenler ve araştırmacılar, önemli çalışmalarını sunacak. Ülkemizdeki katılımcılar dışında; birçok ülkeden bilim insanları konferansa katkıda bulunmuştur.”
Paylaş: